Thursday, May 24, 2007

değil mi ki bir kez sönmüştür yıldız.üflenmiştir levhadaki ses kulağa.ad işlenmişse hayata karşı koymak ne mümkün. her sabah aynı ölüm.her gün aynı korkular gelir.
düş taşıdım her günün sabahına, ölümün ferahlığını taşıdım. bir kızılgerdan uğurlasındı beni bu bahar sabahı. su olup su olup filbahrinin yaprağıyla karışsaydım havaya..

Friday, March 30, 2007

saçı leylâ..


-dün bir kez daha tembelliğimi anladım:) yok bende o enerji:)) - esko bey ve ebru çalıştığımız arkadaşlarla akşam yemeğine beykoz'a gittim. başta otobüse binme gibi bir hatada bulunduk ki hocayı vazgeçirip indiremedik de,neyseki arkadaş bizi arabayla aldı bir süre sonra. yemek güzel, bol gözlemli, dünyanın farklı yerlerinde gezdiğimiz, bol bol güldüğümüz hoş bir akşamdı. yemeğin ücretini az bulan hocamızı memnun edemedik ama mayısa bir yemek daha ayarlayarak işi tatlıya bağladık:) tatlı mı dedim, dondurmalı parfeyi sevmedim :p bu sabah da gözlerim yılmaz eneş ve öğrencilerinin ebru sergisini seyr u sefa etti. sevgili arkadaşım neslihan ı tekrar tebrik ediyoruz:) sonra arkadaşla istanbul kitapçısına gittim ve lâle -doğunun ışığı adlı bir dvd ve bir kaç şey aldım.laleye düşkünlüğümdenmidir bilmem çok sevdim bu belgeseli.bir de bir deee incesaz ın eylül şarkıları albümünde o hoş sesini dinlediğim melihat gülses in narçiçeğim2 yi aldım ki içinde sevgili mustafa hocamın hep tekrar etttiği; vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş... diye başlayan bayburtlu zihni şiiri var.pek hoşuma gitti.

Saturday, March 24, 2007

''alıştım bu duruma'' diye başlamak isterdim.ama insan yalnızlığa ancak aldatabilir kendini. cafeye alışkanlık,kitap raflarına bağlılık,kahveye ... hiçbiri devam edemiyor. insan bir başka canlıyı da aramıyor ya.. madde hepsinin sonu. bir yıl önce güzel insanlar tanıdım.kendilerinden geçememiş ama adanmak dedikleri 'şey'i yapmayı kendilerine gaye bilmiş insanlar. ölüm değil onlar için çare , yaşatmak.. kendilerinde olmayanları olanın eliyle vermek. yakalayamadım o 'ufk'u. unuturum onları çoğu zaman, onlar beni unutmasalar da. ne kadar sürecek bu gözü kapalılık bilmem..

Thursday, March 22, 2007

aynı çamur..

....en 'âlî
Yaşayanlar bile hissetmede en müstahkar
Yaşayanlar gibidir...Aynı çamurdan bu yığın!
19 Teşrîn-i Evvel 1315
Tevfik Fikret

Saturday, March 10, 2007

yalnızın esrikliği

''...bir gün kabalık edersem
habersiz çekip gidersem
yalnızlığım sana emanet
çiçeklerimiz solmasın
artık kaybetmek olmasın
anılardan, baharlardan tüket . . . "

sustukça özlüyorum seni , insanların bakışını hissettikçe, kaçtığımda en çok, kaçışsızlıklar dedin..inceydin kitabı düşünürken, mecnun kaçışsızlıktı, ya kitap niceydi. laleleri hatırlıyorum; topkapı hareminin taşlarında.şimdi ne de canlılar.can gitmeye meyyal.onlar hayatı nakşetti taşlara,yürüdük yabancı çoğu zaman. ..

sorular sorsan gizlemesem..

aaahhh.belim ağrıdı artık.bu beyitler bilmece gibi.tamam satranç bilmiyorum ama şerh etmek zorundamıyım bu 30 beyiti.sandalyede oturmak,3 sözlüğe bakmak,hem de paragraflarca açıklama okumak belimi ağırttı.çeviriye başlayamadım bile.ben de havlu atmak istemiyorum.belki başlardım ama korkuttu heralde o siyah poşet içerisindeki sayfalarca farsça metinler.Anna Vanza kurtar beni.
neyseki bundan böyle daha düzenli olacak gibiyim. cuma farsça ve ebru. perşembe italyanca çalışırım-çalışırmıyım:p acaba diyorum çevirmenlik benim neyimemiydi:) yorgunum yorgun.hem üzgün.17 martta 'hüznümün yüzü'* balansta arz-ı endam ederken ben ne yapayım!
*lckng

Sunday, March 4, 2007

teddy'e ağıt..


havuzun kenarında kalmıştı aklı, çiniler üzerinde dağılan kanın menevişi..kana yükledi yaşamı,kısa küçük yaşamlara.olmaması gerekenleri istemeliydi,mutsuzluğu yaşamaya meyletmişti neyseki.ibn-i vakt ne olsa gerekti,o en çok 'saturno' yu sevmişti.goya verdi ona aradığını.zaman orada esnedi,esnedi, aldı içine yaşayamadığı yılları.ama bilmek yetmedi ona.boğuldu zamanla boş havuzun kan ve boya kokusunda..değerlendiremedi vaktini,yaşamayadı insanlarla, ne de..yoktu saatin tersine dönüş.verilmişti bir kaç 'koca' güzellik.bırakamazdı,kesemezdi iplerini.gerçi kesmişti ya içindekileri.bir başındaki kalmıştı, onu da zamana bıraktı..

Wednesday, February 28, 2007

sek müzik..



'söyleyemem derdimi kimseye derman olmasın diye

inleyen şu kalbimin sesini ağyar duymasın diye

sakladım gözyaşımı vefasız o yar görmesin diye

inleyen şu kalbimin sesini ağyar duymasın diye'

Monday, February 26, 2007

ya gamz

dolandım durdum yine,ah bu boş saatler-tek başınalık- olmasa daha yaşanabilir olacak şu koridorlar.neyseki bir ara ebrularımı gördüm,güzel,sert,hep orada duruyorlar.inşaallah yakında kitap da ciltleyeceğim. böylece kendi ebrumu kendi defterime geçireceğim. ilk önce sevgili sermin ve firdevs'e bir hediye hazırlamalıyım..tanımadığın insanları sevebilmek gerçek bir güzellik.zaten sevdiklerin hep seninle olamayacak kadar uzaktadır.. heeeey lckng ;)

Sunday, February 25, 2007

solino'ya ağıt

filimlerimiz vardır,bir çırpıda yoruma hazır.iyi senaryo,oyuncular,kurgu vs. vs. bazılarının da üstünde eğreti duracaktır yorumlar.çünkü onları bizde bıraktığıyla açıklayabiliriz.nesnel yakıştırmalar uymaz onlara.
bunlardan biri, belki en inceliklisi nuovo cinema paradiso'dur benim için. her karesi ifade yüklü başucu filmi..
zamanında susmuş olsa idim-her zamanki gibi-,tilkiler dönmese idi kafamda, italya'da izleyecektim filmi , şimdi lckng 'in olmadığı bir pencere kenarında, tek başıma 99 gün'ün hikayesini dinliyorum..

Friday, February 23, 2007

müzikoterapi ardından



Kantemiroğlu ile başlamıştı sanırım o güzel müzikler.Yavaş yavaş kaldırdı perdeleri müzik..Her biri ayrı hazlar yaşattı.Hani Adnan Bey'in verdiği bilgilerde söylediği gibi her birinin varmış bir dinleme vakti.Öğle,ikindi...biz bir günün stresini, yine günün tüm vakitleri ile giderdik..

Karanlıkta pek iyi çıkmamış olsa da tütsüler,arp ve tüm bu otantik dekorla birlikte yaptığımız kas gevşetme hareketleri rahatlama denen şeyi hissetmemi sağladı :)

Dr. Adnan Çoban'a bu rahatlatıcı gece için teşekkür ediyoruz..

Thursday, February 22, 2007

çıplak hüzün

bunca gürültüye, telaşa karşı neden bu konuşma çabası,nedir bu insanlardaki yaşama gayreti..her yaşamın,her tanışıklığın sonu bir değil mi?boş bir hayalkırıklığı..
sessizliğe katlanamaz çoğu,kendi varlıklarını hissettirdiğindenmidir,karşısındakinin farkına vardığından mı..susunca sana kalan yalnızca yalnızlık olur.hepsi bu.gözlerinden ruhu çıkar yanında sessizliği dinlettiğinin.görürsün fersah fersah uzaklaşışını senden.nasıl da güzeldir yalnızlığın çıplaklığı..

Sunday, January 14, 2007

neden gitmeyecektim ki,hatta bir öncü olacaktım(!), ta kiii bir sabah uyanıp kendimi dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulana kadar..bu görüntümle artık çıkmamalıydım bulunduğum yerden.ne de olsa temsil ediyordum o pek yücelttikleri ' sistemi ' .

e hayyam gibi dünyayı veresiyeye tercih edecek de değildim... kendilerine temelsizlikleri üzere mutluluklar!

yaşa güzelim

hayat inanç önem temsil dik dur senin kimin ki sanane sonunda biz temelsiz saygı basit geliş çirkin ahenk olsa da olmaz mı görünüyor sonunda karar bekleyiş özgür sonuç